18 Nisan 2007 Çarşamba

GÖKTENİN YAZISI

Şefaatin üzerimize olsun inşaallah!Ya Resulallah! Seni ne kadar özlediğimi yazamam. Çünkü sığmaz biliyorum bu satırlara. Seni o kadar çok özledim ki, sana öyle hasretim ki anlatamam. Sana ne kadar hasret oluğumu, özlem duyduğumu öğrenmek isteyen varsa her gece seni görmek umuduyla yumduğum gözlerimden akan yaşlara sorsunlar. Bitmek bilmeyen, sonu olmayan o yaşlara. Sana olan hasretimi sorsunlar o yaşlara. O yaşlar ki akmaktan yorulmaz, o yaşlar ki ağlamaktan takatim tükenip kendimden geçtiğim ana kadar devam eder. Beni bir tek o yaşlar anlar. Seni görmek… Sana o nurlar akan yüzüne, parlak gözlerine bakarak bir kere de ben “Anam babam sana feda olsun Ya Resulallah” demek için nelerimi vermezdim.Biliyor musun Ya Resulallah? Burada herkes kendince kuralını uydurmuş ona uyuyor. Buna bazen ben de dâhil oluyorum, ne acı değil mi? Bazı zamanlar seni görmekten korkuyorum. Niye biliyor musun? Çünkü ben bu yüzle sana bakamam. Bu günahkâr yüzle. Bu kararmış kalple karşına çıkamam. Utanırım. Bazen de şunu düşünüyorum. Her gece seni görmek için, kokunu bir kere olsun duyabilmek için YARATANA yalvaran ben bu kadar büyük bir güzelliğe LAYIK MIYIM?Sen demişsin ya”Sizin en kötü düşmanınız nefsinizdir” diye. Evet, nefsimden çektim her ne çektiysem. Ona hâkim olamadım. Nefsi arzularıma yöneldim. Belki de hâlâ yönelmekteyim. Keşke sen olsaydın da sen uyarsaydın beni, bizi, ümmetini. Silseydin gözyaşlarımızı. Çünkü ümmetin ağlıyor Ya Resulallah, ümmetin ağlıyor. Kimse yok gözyaşlarını silecek. Ümmetin seni özlüyor, sana hasret Ya Resulallah! Sana hasretimden, özlemimden içimden öyle bir “ah” çekmek geliyor ki. Sanki bu “ah” tüm yeri göğü oynatacak.Bir de demişsin ki “KİŞİ SEVDİĞİYLE BERABERDİR”. Ben seni çok seviyorum. Ama acaba seninle miyim? Seninle olabilmek, sana yar olabilmek… Allah’ım ne kadar güzel bir şeydir o. Habibine yar olabilmek, sevgilinin sevdiği olabilmek ne kadar da güzeldir. Ben de Habibine yar olsam. Başka ne isterim ki bu dünyadan.Biliyor musun Ya Resulallah? Ebu Cehiller ölmediler, yaşıyor. Ve daha kim bilir ne kadar Ebu Cehiller doğacak, doğuyor. Ama biliyor musun Ya Resulallah? Ebu Cehillerin yaşadığı gibi Mus’ablar, Bilaller, Yasirler, Ammarlar, Hamzalar ve diğerleri de yaşıyor. Sümeyyeler, Rabialar, Rümeysalar da yaşıyor, yaşayacak inşaallah. Ben de yaşıyorum Ya Resulallah. Ama ben bir Sümeyye, bir Rabia mıyım orasını bilmiyorum.Bir Sümeyye olabilmek. Tüm mü’minlerin annesi olma şerefine nail olan Sümeyye. Hak yolunda şehit olan hem de ilk şehit Sümeyye.Ve bir Rabia olabilmek. Allah’ın dostu Rabia. 8 günlük açlıktan sonra hâlâ dünya nimetlerini bir kenara itip Allah’a dayanan, yönelen, O’nu dost edinen Rabia. O uyuduğu zaman dostu uyumayan Rabia. Ve bir Rümeysa olabilmek. En değerli varlığı elinden alınan fakat yine de Allah’a tevekkül eden. Sabreden Rümeysa. Ayak sesleri Cennet’te duyulan Rabia.Ahh ahh ben de olsam onlar gibi. Ben de olsam şehit. Niye olamıyorum Ya Resulallah niye. Bu kadar zor mu Allah’a dost olabilmek, bu kadar zor mu sana yar olabilmek. Allah’a kul, sana ümmet olabilmek bu kadar zor mu? Değil biliyorum Ya Resulallah, değil. Ama olamıyorum, yapamıyorum. Düşünüyorum. Sensiz olamıyorum. Dayanamıyorum bu hasrete artık. Al beni yanına Ya Resulallah al.İçimde dolmayan bir boşluk. Ancak ölünce, vuslata erince dolacak bir boşluk.Bülbülün güle hasreti gibi bende sana hasretim Ya Resulallah. Gülü istediği gibi bende seni istiyorum. O günü, sana kavuşacağım günü, vuslatı bekliyorum. O günü özlüyorum Ya Resulallah. Al beni yanına Ya Resulallah al!.Ümmetinden bir günahkâr GÖKTEN

2 yorum:

Adsız dedi ki...

gönlüne sağlık kardeşim çok güzelyazmışsın...:)

Adsız dedi ki...

her zaman için allah zülcelaline layık kul
rasulü zişana layık ümmet
olmanız dileğiyle...



z.e.y.n.e.b